What are the options? Or “the following”
Answer: Islamic–Jewish relations started in the 7th century AD with the origin and spread of Islam in the Arabian peninsula. The two religions share similar values, guidelines, and principles.[1] Islam also incorporates Jewish history as a part of its own. Muslims regard the Children of Israel as an important religious concept in Islam. Moses, the most important prophet of Judaism, is also considered a prophet and messenger in Islam.[2] Moses is mentioned in the Quran more than any other individual, and his life is narrated and recounted more than that of any other prophet.[3] There are approximately 43 references to the Israelites in the Quran (excluding individual prophets),[4] and many in the Hadith. Later rabbinic authorities and Jewish scholars such as Maimonides discussed the relationship between Islam and Jewish law. Maimonides himself, it has been argued, was influenced by Islamic legal thought.[5]
Because Islam and Judaism share a common origin in the Middle East through Abraham, both are considered Abrahamic religions. There are many shared aspects between Judaism and Islam; Islam was strongly influenced by Judaism in its fundamental religious outlook, structure, jurisprudence and practice.[1] Because of this similarity, as well as through the influence of Muslim culture and philosophy on the Jewish community within the Islamic world, there has been considerable and continued physical, theological, and political overlap between the two faiths in the subsequent 1,400 years. Notably, the first Islamic Waqf was donated by a Jew, Rabbi Mukhayriq.[6] And in 1027, a Jew, Samuel ibn Naghrillah, became top advisor and military general of the Taifa of Granada.[7]
Explanation:
<span>Kardeşim, 15 Temmuz gecesi düşman milletimizin namusuna el uzattı. Uzun ve sanki hiç bitmeyecek bir geceydi. Ama geride kaldı işte; bir yandan hasar almış ruhumuzu sarmaya çalışıyor, öbür yandan gece ansızın kentlerimizi basan eşkıyaları temizliyoruz. Bunun öyle kolay olmadığını sen de bilirsin; çünkü pek çoğu onlarca yıl boyunca kendilerini hiç belli etmeden seninle aynı ranzalarda yattılar, aynı elbiseleri giydiler, görünüşte aynı yemini ettiler. Bir gün kara bayraklarını açıp şeytanın adıyla harekete geçeceklerine, kendi arkadaşlarına, meclislerine, halklarına silah doğrultabileceklerine kimse inanmıyor, inanmak istemiyordu. Elbette onlardan haberdardık, aramızdaydılar, küçük fitnelerle yetiniyorlardı; ama öyle iyi örgütlenmiş ve öyle iyi eğitilmişlerdi ki hep suç işledikleri halde bir türlü suçüstünde yakalanmıyorlardı. Yalnızca bir yarısına tanıklık edebildiğin o yaz temmuzunda nihayet karanlık tarikat harekete geçti. Uzaktan kumanda edilen bir robottan farkları yoktu; çevrelerini saran, tanklarının önünde duran, öldükçe gürleşen insanların haykırışları bile gözlerini açmaya yetmedi. Yerden ve gökten ateş edip duruyorlardı. Yetmedi. Silahlarını bırakıp lanetler arasında teslim oldular…</span>