The mountain ranges on Southeast Asia's mainland shaped the history of the region because the mountains separated the mainland from the rest of Asia and isolated early societies. The correct option among all the options given in the question is option "A".
The correct answer to this open question is the following.
The main differences between the editorialist from the Chicago Times and President Lincoln on the purpose of the Civil War were the following.
The United States President Abraham Lincoln referred to the purpose of the Civil War in his famous Gettysburg speech, delivered on November 19, 1863.
He was in a ceremony in the National Cemetery located in Pennsylvania when he paid tribute to the American soldiers that had died in the war. And exhorted the people to follow the principles of liberty and justice that characterized the United States.
On the other hand, the editorial published in the Chicago Times criticized Lincoln and his message. The editorial published was: <em>"The cheeks of American people must tingle with shame as he reads the silly, flat, and dishwatery utterances."</em>
The editorialists expressed that Lincoln's message was not a good one and out of context.
<span>Kardeşim, 15 Temmuz gecesi düşman milletimizin namusuna el uzattı. Uzun ve sanki hiç bitmeyecek bir geceydi. Ama geride kaldı işte; bir yandan hasar almış ruhumuzu sarmaya çalışıyor, öbür yandan gece ansızın kentlerimizi basan eşkıyaları temizliyoruz. Bunun öyle kolay olmadığını sen de bilirsin; çünkü pek çoğu onlarca yıl boyunca kendilerini hiç belli etmeden seninle aynı ranzalarda yattılar, aynı elbiseleri giydiler, görünüşte aynı yemini ettiler. Bir gün kara bayraklarını açıp şeytanın adıyla harekete geçeceklerine, kendi arkadaşlarına, meclislerine, halklarına silah doğrultabileceklerine kimse inanmıyor, inanmak istemiyordu. Elbette onlardan haberdardık, aramızdaydılar, küçük fitnelerle yetiniyorlardı; ama öyle iyi örgütlenmiş ve öyle iyi eğitilmişlerdi ki hep suç işledikleri halde bir türlü suçüstünde yakalanmıyorlardı. Yalnızca bir yarısına tanıklık edebildiğin o yaz temmuzunda nihayet karanlık tarikat harekete geçti. Uzaktan kumanda edilen bir robottan farkları yoktu; çevrelerini saran, tanklarının önünde duran, öldükçe gürleşen insanların haykırışları bile gözlerini açmaya yetmedi. Yerden ve gökten ateş edip duruyorlardı. Yetmedi. Silahlarını bırakıp lanetler arasında teslim oldular…</span>
He was unsure that she would let him go.
